Maksut Balmuk
2022 yılında yayımlanan Öğretmenlik Meslek Kanunu kamuoyunu çok meşgul etti ve içerik olarak meslek kanunu olma özelliğinden uzak olduğu vurgusu ağır bastı.
Dönemin Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer de bu kanunun başlangıç olduğunu ve zamanla değişiklikler olacağını vurgulamıştı.
Gelen en büyük eleştirilerden biri de kanun TBMM’de görüşülürken Özer’in mecliste bulunmaması olmuştu.
Seçim sürecinde Bakan Özer özellikle kariyer basamakları ile ilgili açıklamalar yapmıştı. Bu açıklamalardın birinde Uzman öğretmenlik unvanı için “10 yıl görev şartını 5 yıla düşüreceğiz”, Başöğretmenlik unvanı için “uzman öğretmenlikte 10 yıl bekleme şartını kaldırıyoruz. Çalışmalarımızı tamamladık ve TBMM’ye göndereceğiz. Tüm öğretmenlerimize hayırlı olsun” demişti.
Bu cümleler sosyal medya hesaplarında da açıkça yer almaktadır.
TBMM oluştu ve çalışmalarına başladı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in öğretmenlerin beklediği bu vaadin takipçisi olması beklenirken milletvekili olan önceki bakan Mahmut Özer’in de seçim sürecinde bile hazır olduğunu ifade ettiği düzenlemenin TBMM’ye sunulması ve yasalaşması için takipçisi olması beklenmektedir.
Kanun değişikliği, 15 Temmuz’a kadar açık olan TBMM’den bu tarihe kadar geçmediği taktirde vaadin başka bahara ertelendiği anlamına gelir ki bu devlete ve sözlere olan güveni zedeler. Yani seçim sürecinde yüzbinlerce öğretmen kandırılmış olur. Düzenlemenin gecikmesi 2023 yılı için başlayan kariyer basamakları sürecinde verilen sözlere bağlı mağduriyetleri de beraberinde getirecektir.
Kaldı ki; öğretmenler arasında, verilen unvanların anlamsız olduğu, ekonomik katkısı dışında hiçbir karşılığı olmadığı genel kanaati söz konusudur. Öğretmenlik mesleğinde aynı işi aynı şartlarda ve şekilde yapanlar arasında anlamsız ayrımın öğretmenler odalarını rahatsız ettiğinin de göz önüne alınarak ekonomik katkıyı yayacak şekilde düzenlemeye gidilmesi gerektiğini söyleyebiliriz.
Bakan Tekin kadar önceki bakan Özer’i de bekleyen ilk niteliğindeki bu sınav TBMM’de yapılacak düzenleme noktasındadır.
